7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü hakkında Kanunun 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'na eklenen 5/A maddesi ile "ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri" hakkında, 01.01.2019 tarihi itibariyle, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması, dava şartı haline getirilmiştir.
TTK’nin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11.1.2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560,saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” şeklinde hem ticari dava hem de ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi düzenlenmiştir.
Ticari davalar, mutlak ticari dava ve nispi ticari dava olmak üzere ikiye ayrılabilir. Her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davadır. Ayrıca, bir ticari işletmeyi ilgilendiren havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan hukuk davaları da nispi ticari davadır. Tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın, TTK, TBK’de, TMK’de düzenlenen ve TTK’nin 4’üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılan uyuşmazlıklar ile diğer bazı özel kanunlarda ve mevzuatta düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları ise mutlak ticari davadır. Ticari davalar sadece TTK da düzenlenen davalardan ibaret olmadığından, TTK'de düzenlenen davalar dışında kalan bazı özel kanunlarda düzenlenen örneğin; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'ndan kaynaklanan tüm özel hukuk uyuşmazlıkları da mutlak ticari davadır.
Ticari davalar, sadece TTK’nin 4/1 maddesinin a ilâ f bentleri arasında sayılan hukuk davalarından ibaret değildir. Belirtilen davaların yanında bazı özel kanunlarda sayılan ve ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava kabul edilen mutlak ticari davalar vardır. Dolayısıyla mutlak ticari davalar, kendi içinde TTK’nin 4/1 maddesinde a ilâ f bentleri arasında düzenlenen uyuşmazlıklardan doğan hukuk davaları ve diğer kanunlarda düzenlenen uyuşmazlıklar olarak ikiye ayrılabilir.
A.Türk Ticaret Kanun’unda Düzenlen Hususlara İlişkin Uyuşmazlıklardan Doğan Davalar
B. Türk Medenî Kanunu’nun Rehin Karşılığında Ödünç Verme İşi ile Uğraşanlar Hakkındaki 962 ilâ 969 uncu Maddeleri ile İlgili Uyuşmazlıklardan Doğan Davalar
Türk Medeni Kanunu’nun 962 ilâ 969 uncu maddeleri arasında düzenlenen taşınır rehni karşılığında ödünç verme işinden kaynaklanan uyuşmazlıklar mutlak ticari davadır. Taşınmaz rehni karşılığında ödünç verme işinden kaynaklanan uyuşmazlıklar ise bu kapsamda değerlendirilmemekte ve bu tür uyuşmazlıklarda görevli mahkeme göreve ilişkin genel hükümlere göre belirlenmektedir.
C. Türk Borçlar Kanunu’nun Çeşitli Hükümlerinde Düzenlenen Uyuşmazlıklardan Doğan Davalar
aa. Malvarlığının veya İşletmenin Devralınması ile İşletmelerin Birleşmesi ve Şekil Değiştirmesi Hakkındaki 202 ve 203’üncü Maddelerinde Düzenlenen Uyuşmazlıklardan Doğan Davalar
Bu maddelerde yapılan düzenleme, sadece ticari işletmelere ilişkin olmayıp, ticari işletme büyüklüğüne ulaşmayan esnaf işletmelerinin veya malvarlığının bir başka ticari işletmeye devri ve bir başka ticari işletme ile birleşmesi hallerini de kapsar.
bb. Rekabet Yasağına İlişkin 444 ve 447 inci Maddelerinde Düzenlenen Uyuşmazlıklardan Doğan Davalar
Bu maddelerde düzenlenen rekabet yasağına ilişkin uyuşmazlıklardan kaynaklan davalar, mutlak ticari davadır. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5 inci maddesine göre ise iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarından kaynaklanan davalarda görevli mahkemeler iş mahkemeleridir. Dolayısıyla aynı konuya ilişkin birbiriyle çelişen iki ayrı düzenleme bulunmaktadır. Yargıtay kararlarına göre de iş sözleşmesi devam ederken rekabet yasağına aykırılık iddiası ile açılan davaların iş mahkemelerinde, iş sözleşmesi sona erdikten sonra rekabet yasağına aykırılık iddiası ile açılan davaların ise mutlak ticari dava olarak ticaret mahkemelerinde görülmesi gerekmektedir.
cc. Yayım Sözleşmesine Dair 487 ilâ 501 inci Maddelerinde Düzenlenen Uyuşmazlıklardan Doğan Davalar
Bu düzenlemeye göre, yayım sözleşmeleri mutlak ticari davadır. Yayım sözleşmesi, bir fikir ve sanat eseri sahibinin veya halefinin o eseri yayınlamak üzere yayımcıya bırakmayı, yayımcının da onu çoğaltarak yayınlamayı üstlendiği sözleşmedir (TBK m. 487).
çç. Kredi Mektubu ve Kredi Emrini Düzenleyen 515 ilâ 519 uncu Maddelerinde Düzenlenen Uyuşmazlıklardan Doğan Davalar
Bu düzenlemelere göre, kredi mektubu ve kredi emrinden doğan uyuşmazlıklar mutlak ticari davadır.
dd. Komisyon Sözleşmesine İlişkin 532 ilâ 545 inci Maddelerinde Düzenlenen Uyuşmazlıklardan Doğan Davalar
Bu düzenlemelere göre, her türlü komisyon sözleşmeleri değil, sadece alım satım komisyonculuğu ile ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalar mutlak ticari davadır.
ee. Ticari Temsilciler, Ticari Vekiller ve Diğer Tacir Yardımcıları İçin Öngörülmüş Bulunan 547 ilâ 554’üncü Maddelerinde Düzenlenen Uyuşmazlıklardan Doğan Davalar
Ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcılarına ilişkin TBK m. 547-554’ten doğan davalar da mutlak ticari davadır.
Ç. Fikrî Mülkiyet Hukukuna Dair Mevzuatla İlgili Uyuşmazlıklardan Doğan Davalar
Fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuattan doğan uyuşmazlıklar mutlak ticari davadır. Ancak bir ticari işletmeyi ilgilendiren fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar nispi ticari davadır. Buna göre, tüm fikri mülkiyet hukuku mevzuatından doğan uyuşmazlıklar değil, fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan uyuşmazlıklar dışında kalan davalar mutlak ticari davadır.
D. Borsa, Sergi, Panayır ve Pazarlar ile Antrepo ve Ticarete Özgü Diğer Yerlere İlişkin Özel Hükümlerle İlgili Uyuşmazlıklardan Doğan Davalar
Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo gibi ticarete özgü yerlere ilişkin özel hükümlerde öngörülen uyuşmazlıklardan doğan davalar mutlak ticari davadır. Buna göre, Menkul Kıymetler Borsaları Hakkında 91 sayılı KHK, ticaret borsalarını düzenleyen 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kanunu; 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu ve 2699 sayılı Umumi Mağazalar Kanunu ve bu Kanunlarla ilgili diğer düzenlemelerden doğan hukuk davaları ticaridir.
E. Bankalara, Diğer Kredi Kuruluşlarına, Finansal Kurumlara ve Ödünç Para Verme İşlerine İlişkin Düzenlemelerle İlgili Uyuşmazlıklardan Doğan Davalar
Bankalar ile ilgili temel düzenleme 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nda yer almaktadır. Ayrıca, bazı bankalar hakkında çıkarılmış özel kanunlardan doğan örneğin, 1211 sayılı T.C. Merkez Bankası Kanunu, 6107 sayılı İller Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanun, 4603 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanun gibi 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’ndan doğan davaların da mutlak ticari dava kabul edilmesi gerekir.
F. Özel Kanun Hükümleri Gereği Mutlak Ticari Sayılan Davalar
TTK dışında bazı özel kanunlarda düzenlenen işlerden kaynaklanan davalar da ticari dava olabilmektedir. Örneğin, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın 1163 sayılı Kooperatifler Kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları ile asliye ticaret mahkemesinde açılması gereken İİK’den kaynaklan İflâs, İflâsın kaldırılması ve iflâsın kapanması ile İflâsta sıra cetveline itiraz davaları mutlak ticari dava ve işlerden sayılır.
Nispi ticari davalarda davanın ticari dava olarak kabul edilebilmesi için uyuşmazlığın bir ticari işletme ile ilgili olması gerekir. Nispi ticari davalar da kendi içinde, bir ticari işletmeyi ilgilendirmesi gereken davalar ve her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan davalar olarak ikiye ayrılır.
A. Ticari İşletme ile İlgili Bazı Davalar
Bazı uyuşmazlıklar tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın taraflardan birinin ticari işletmesi ile ilgili iseler, ticari dava sayılırlar.
aa. Havaleye İlişkin Haklardan Doğan Davalar
Havaleden doğan uyuşmazlığın ticari dava sayılabilmesi için, uyuşmazlığın taraflarından birinin ticari işletmesiyle ilgili olması gerekir. (TTK m. 4/1, son cümle).
bb. Saklama (Vedia) Sözleşmesine İlişkin Haklardan Doğan Davalar
TBK m. 561 ilâ m. 580’de düzenlenen saklama sözleşmesi, saklayanın, saklatanın kendisine bıraktığı bir taşınırı, güvenli bir yerde koruma altına almayı üstlendiği bir sözleşmedir.
cc. Fikir ve Sanat Eserlerine İlişkin Haklarından Doğan Davalar
Fikir ve sanat eserleri üzerinde eseri yaratanın sahip olduğu haklara ilişkin FSEK’den doğan davaların ticari sayılabilmesi için uyuşmazlığın bir ticari işletme ile ilgili olması gerekir.
B. Her İki Taraf İçin Ticari Sayılan Hususlardan Doğan Davalar
TTK’nin 4 /1. maddesi gereğince, “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları” ticari dava sayılır. Buna göre, bir uyuşmazlığın ticari dava sayılabilmesi için, her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesine ilişkin olması gerekir. Dolayısıyla bir hukuk davasının nispi ticari dava olarak kabul edilebilmesi için her iki tarafın da tacir olması ve uyuşmazlık konusunun ticari işletmelerine ilişkin olması gerekli ve yeterlidir. Borcun kaynağının sözleşme, sebepsiz zenginleşme veya haksız fiil olmasının nispi ticari dava için bir önemi bulunmamaktadır. Davanın taraflarından biri esnaf ve esnaf işletmesi işletiyorsa nispi ticari davadan söz edilemez.
aa. Ticari
Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletmenin gelir sağlamayı hedefleme, bağımsızlık, devamlılık ve esnaf faaliyeti sınırlarının aşılması şeklinde dört özelliği bulunmaktadır.
bb. Esnaf İşletmesi
İktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret erbabı tarafından işletilen işletmelerdir.
cc. Gerçek Kişi Tacir
Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye gerçek kişi tacir denir. Buna göre, gerçek kişi tacirden bahsedilebilmesi için bir ticari işletmenin varlığı ve bu ticari işletmenin kısmen dahi olsa tacir tarafından işletilmesi gerekir.
çç. Tüzel Kişi Tacir
Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.
Örneğin, TTK’nin 16 ve 124’üncü maddeleri ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1 inci maddesi karşında kooperatifler, bir ticari işletme işletip işletmediklerine bakılmaksızın tacir kabul edilmelidir. Bağlı olarak da iki kooperatif arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkla ilgili hukuk davası veya bir kooperatifle bir tacir arasındaki uyuşmazlıkla ilgili hukuk davası, nispi ticari dava olarak kabul edilir.
Ayrıca TTK m. 16/1. Maddesindeki düzenleme doğrultusunda Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE), Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü (DHMİ), Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü, İSKİ, ASKİ, MESKİ vb. gibi kuruluşlar tacir sayılırlar.
Buna karşılık Kızılay Derneği, Toplu Konut İdaresi (TOKİ), MTA Genel Müdürlüğü, Vakıf Üniversiteleri, DSİ Genel Müdürlüğü ve Karayolları Genel Müdürlüğü değildir.
dd. Esnaf
Esnaf işletmesini işleten esnaf, TTK’nin 15 inci maddesinde tanımlanmıştır. Buna göre ister gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedeni çalışmasına dayanan ve geliri 11/ 2 inci maddesi uyarınca çıkarılacak kararda gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.
TTK’nin 3’üncü maddesi düzenlemesine göre, TTK’de düzenlenen hususlarla, bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller, ticari işlerdendir. Düzenleme dikkate alındığında, TTK’de düzenlenen tüm hususlar, borcun kaynağına ve tarafların sıfatına bakılmaksızın ticari iştir. Örneğin; bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen, bir tüketicinin beyaz eşya satım sözleşmesinin teminatı amacı ile verdiği bono bir ticari iştir. Ayrıca, bir ticari işletmeyi ilgilendiren, ancak TTK’de düzenlenmeyen bütün fiil ve işlemler de ticari iş sayılmaktadır.
TTK'nin 19. Maddesinde düzenlenen "ticari iş" karinesine göre, bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. TTK'de, bir tacirin borçlarının ticari olduğu esası kabul edilmiştir. Tüzel kişi tacirin ise adi işi yoktur. Tüzel kişi tacir kabul edilenlerin tüm işleri ticari iştir. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça diğeri için de ticari iş sayılır. Ancak bu hükmün uygulanabilmesi için, borç kaynağının sözleşme olması gerekir. Borcun kaynağı sebepsiz zenginleşme ya da haksız fiil ise, taraflardan birisi tacir olsa veya ticari işletmeye ilişkin olsa bile ticari iş olmaz.
Mutlak ticari davalar, TTK’nin 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ilâ (f) bentlerinde ve bazı özel kanunlarda düzenlenmiştir. Mutlak ticari davada, tarafların tacir sıfatı ve uyuşmazlık konusunun ticari işletmeye ilişkin olması hususu aranmamaktadır.
a. Ticari İşletme (TTK m. 11-123)
Ticari işletme ile ilgili uygulamada en çok karşılaşılan uyuşmazlıklar, ticaret unvanı, haksız rekabet, cari hesap ve acentelikle ilgili konusu bir miktar paranın ödenmesine ilişkin, tazminat ve/veya alacak talepli dava uyuşmazlıklarıdır ve dava şartı arabuluculuk kapsamındadırlar.
aa. Ticaret Unvanın Korunmasından Kaynaklanan Tazminat Talepleri: (TTK m.39 vd.)
bb. Haksız Rekabetten Kaynaklanan Tazminat Talepleri: TTK m. 54 vd.)
cc. Cari Hesap Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak Talepleri: (TTK m. 89 vd.)
çç. Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak ve Tazminat Talepleri: (TTK m.102 vd.)
b. Ticaret Şirketleri (TTK m. 124-644)
aa. Sermaye Koyma Borcundan Kaynaklanan Alacak Talepleri (TTK m.127-132)
bb. Birleşme, Bölünme ve Tür Değiştirmeden Kaynaklanan Tazminat Talepleri:(TTK m. 134-194)
cc. Şirketler Topluluğundan Kaynaklanan Tazminat Talepleri: (TTK m.195-209)
dd. Kolektif, Komandit, Anonim ve Limitet Şirketlerden Kaynaklanan Tazminat ve Alacak Talepleri: (TTK m. 211-644)
c. Kıymetli Evrak (TTK m. 645-849)
Kıymetli evrakla ilgili ticari davalar mutlak ticari dava niteliğindedir. Bu davalar tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak kabul edilir. Kıymetli evrakla ilgili uyuşmazlığın tarafları aynı zamanda tacir, uyuşmazlık da ticari işletmelerine ilişkin olursa. Böyle bir uyuşmazlık hem mutlak hem de nispi ticari dava olarak kabul edilmektedir.
Kıymetli evrakla ilgili davalar ticaret, iş, tüketici ve fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerinde görülmektedir. Görevli mahkemenin farklı olabilmesi davanın ticari dava olma özelliğini ortadan kaldırmamaktadır.
Arabuluculuğa elverişli kıymetli evrakla ilgili ticari davaların niteliği gereği, dava şartı arabuluculuk kapsamında kalması için, uyuşmazlık konusunun para alacağının ödenmesine ilişkin ve talep sonucunun tazminat veya alacağa ilişkin olması ya da her ikisini birlikte içermesi gerekir. Uygulamada en çok karşılaşılan kıymetli evraklar çek ve bono olup ticari işlemlerde poliçe kullanma alışkanlığı yoktur. Çek ve bono ile ilgili ticari davalar, çoğunlukla menfi tespit (borçsuzluğun tespiti) talepli olarak ortaya çıkmaktadır. Menfi tespit davalarının dava şartı arabuluculuk kapsamında kalıp kalmadığı ise tartışmalıdır.
aa. Bonodan Kaynaklanan Alacak ve Tazminat Talepleri: (TTK m.776-779)
bb. Çekten Kaynaklanan Alacak ve Tazminat Talepleri: (TTK m.780-823)
ç. Taşıma İşleri (TTK m. 850-930)
aa. Eşya Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak ve Tazminat Talepleri: (TTK m.856-893)
bb. Taşınma Eşyası Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak ve Tazminat Talepleri: (TTK m.894-901)
cc. Değişik Tür Araçlar ile Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak ve Tazminat Talepleri: (TTK m.902-905)
çç. Yolcu Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak ve Tazminat Talepleri: (TTK m.906-916)
dd. Taşıma İşleri Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak ve Tazminat Talepleri: (TTK m. 917-930)
d. Deniz Ticareti (TTK m. 931-1400)
aa. Donatan ve Donatma iştirakinden Kaynaklanan Alacak ve Tazminat Talepleri: (TTK m. 1061-1087)
bb. Kaptanın Sorumluluğundan Kaynaklanan Alacak ve Tazminat Talepleri: (TTK m. 1088-1118)
cc. Gemi Kira Sözleşmelerinden Kaynaklanan Tazminat Talepleri: (TTK m. 1119-1130)
çç. Zaman Çarteri Sözleşmesinden Kaynaklanan Tazminat Talepleri: (TTK m. 1131-1137)
dd. Navlun Sözleşmesinden Kaynaklanan Tazminat Talepleri: (TTK m.1138-1227)
ee. Deniz Yoluyla Yolcu Taşımacılığından Kaynaklanan Tazminat Talepleri: (TTK m.1247-1271)
ff. Denizde Çatmadan (Çarpışma) Kaynaklanan Tazminat Talepleri: (TTK m. 1286-1297)
gg. Denizde Kurtarmadan Kaynaklanan Tazminat Talepleri: (TTK m. 1298-1319)
e. Sigorta Hukuku (TTK m. 1401-1520)
TTK'nin sigorta hukuku bölümünde düzenlenen sigortaya ilişkin hususlardan doğan özel hukuk uyuşmazlıkları mutlak ticari davadır. Ayrıca, sigortacının sigorta tazminatını ödedikten sonra sigortalının yerine geçerek sorumlulara karşı açacağı dava da mutlak ticari dava sayılmalıdır. Bu davalarda ayrıca tarafların tacir sıfatına sahip olması ve uyuşmazlığın ticari işletmelerine ilişkin olması aranmaz.
Sigorta hukukundan doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının önemli bir kısmı, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebildiği ve bir miktar para alacağının ödenmesine ilişkin özel hukuk uyuşmazlıklarıdır. Bu nedenlerle bu tür uyuşmazlıklar dava şartı arabuluculuk kapsamında kalmaktadır.
TTK’de sigorta türleri özel hükümlerle zarar sigortaları vecan sigortaları olarak düzenlenmiştir.
Zarar sigortaları, sigortalının para ile ölçülebilir menfaatini zarara uğratan bir tehlikenin meydana gelmesi halinde; sigortacının, sigorta sözleşmesi kapsamında bu zararı tazmin etmeyi üstlendiği sigortalar olup mal sigortaları ve sorumluluk sigortaları başlıkları altında düzenlenmiştir.
Can sigortaları da insan hayatı ile ilgili rizikoları teminat altına alan sigorta türü olarak tanımlanmaktadır ve hayat sigortası, kaza sigortası, hastalık ve sağlık sigortası başlıkları altında düzenlenmiştir.
aa. Zarar Sigortalarından Kaynaklanan Tazminat ve Alacak Talepleri: (TTK m.1453-1486)
bb. Can Sigortalarından Kaynaklanan Tazminat ve Alacak Talepleri: (TTK m. 1487-1520)
a. Rehin Karşılığında Ödünç Verme İşinden Kaynaklanan Tazminat ve Alacak Talepleri: (TMK m. 962-969)
a. Ticari İşletme Devri, Birleşmesi ve Şekil Değiştirmesinden Kaynaklanan Alacak ve Tazminat Talepleri: (TBK m. 202-203)
b. Rekabet Yasağından Kaynaklanan Alacak ve Tazminat Talepleri: (TBK m. 444-447)
c. Komisyon Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak ve Tazminat Talepleri: (TBK m. 532-545)
ç. Ticari Temsilciler, Ticari Vekiller ve Diğer Tacir Yardımcılarından Kaynaklanan Alacak ve Tazminat Talepleri: (TBK m. 547-554)
d. Yayım Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak ve Tazminat Talepleri: (TTK m. 487-501)
Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ilişkin özel hukuk uyuşmazlıkları mutlak ticari davalardan olup, tarafların tacir olmasının ve uyuşmazlığın ticari işletmelerine ilişkin olmasının, uyuşmazlığın ticari dava olarak kabul edilmesi bakımından önemi bulunmamaktadır. Uygulamada ticari kredilerle ilgili uyuşmazlığın tarafları genellikle tacirdir. Bu tür davalar hem mutlak hem de nispi ticari dava olarak kabul edilir. Taraflardan birisi tüketici olan, ticari kredi niteliği taşımayan tüketici kredilerine ilişkin davalar da bankacılık işlemi olduğu için, mutlak ticari dava olarak kabul edilmektedir.
Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ilişkin özel hukuk uyuşmazlıkları ile ilgili ticari davalar, genellikle tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebildiği arabuluculuğa elverişli uyuşmazlıklardır. Ancak bu uyuşmazlıkların dava şartı arabuluculuk kapsamında kabul edilebilmesi için uyuşmazlık konusunun bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri içermesi gerekir.
a. Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Alacak ve Tazminat Talepleri:
b. Finansal Kiralama Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak ve Tazminat Talepleri:
c. Faktoring Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak ve Tazminat Talepleri:
Fikri mülkiyet hukukuna ilişkin mevzuatta düzenlenen hususlardan doğan davalar, mutlak ticari davalardır. Bu tür uyuşmazlıklarda, tarafların tacir ve uyuşmazlığın ticari işletmelerine ilişkin olmasının, uyuşmazlığın ticari dava olarak kabul edilmesi bakımından önemi bulunmamaktadır. Ancak fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davaların ticari dava olarak kabulü için taraflardan birisinin ticari işletmesine ilişkin olması gerekir. Bu nedenle, fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuattan kaynaklanan tüm davalar mutlak ticari dava olarak kabul edilemez. Bu kapsamda kalan, fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan kaynaklanan davalar nispi ticari dava olup ancak bir ticari işletmeye ilişkin ise ticari dava olarak kabul edilecektir.
Fikri mülkiyet mevzuatına ilişkin düzenlemelerden doğan ticari davaların önemli bir kısmı tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebildiği arabuluculuğa elverişli uyuşmazlıklardır. Ancak bu uyuşmazlıkların dava şartı arabuluculuk kapsamında kabul edilebilmesi için uyuşmazlık konusunun bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri içermesi gerekir.
a. Sınai Haklarla İlgili Alacak ve Tazminat Talepleri
aa. Patent
bb. Endüstriyel Tasarım
cc. Faydalı Model Belgesi
çç. Coğrafi İşaret
dd. Marka
b. FSEK’deki Haklarla İlgili Alacak ve Tazminat Talepleri
Fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuat kapsamında kalan fikir ve sanat eserleri üzerindeki eser sahibinin haklarına ilişkin 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndan kaynaklanan davalar, ancak bir ticari işletmeye ilişkin ise nispi ticari dava olarak kabul edilecektir.
c. Islahçı Hakkı (5042 sayılı Kanun)
ç. Entegre Devre Topoğrafyaları (5147 sayılı Kanun)
B. Özel Kanunlarda Düzenlenen Mutlak Ticari Davalar
TTK dışında bazı özel kanunlarda da mutlak ticari davalar düzenlenmiştir. Buna göre mutlak ticari davalar sadece TTK’nin 4’üncü maddesinde sayılan davalardan ibaret değildir. Özel kanunlarda ticari davalara ilişkin düzenlemeler yapılırken, bazen açık bir şekilde “ticari dava” kavramı tercih edilmiş, bazen de uyuşmazlıkla ilgili “ticaret mahkemeleri” görevlendirilmek suretiyle ticari dava düzenlemesi yapılmıştır.
Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan özel hukuk uyuşmazlıklarına ilişkin davalar nispi ticari davadır. Bu davalarda, her iki tarafın da tacir olması gerekir. Davanın taraflarından biri tacir değilse, dava ticari dava olarak kabul edilmemektedir.
Ancak TTK’nin 4/1 maddesine göre saklama sözleşmeleri, havale ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan özel hukuk uyuşmazlıkları herhangi bir ticari işletmeye ilişkin ise ticari dava olarak kabul edilir. Herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen saklama sözleşmeleri, havale ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan uyuşmazlıklar ticari dava olarak kabul edilemez.
A. Her İki Tarafın Ticari işletmelerine İlişkin Ticari Davalar
B. Bir Ticari İşletmeyi İlgilendiren İşlere İlişkin Ticari Davalar
1. Havaleden Kaynaklanan Alacak ve Tazminat Talepleri: (TBK m. 555-560)
2. Saklama Sözleşmelerinden Kaynaklanan Alacak ve Tazminat Talepleri: (TBK m.561-580)