Arabuluculuk yöntemi, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri içinde en yaygın ve başarılı olarak uygulananıdır. Özellikle ülkemizde "kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalar" ile ilgili iş uyuşmazlıklarının, dava şartı arabuluculuk kapsamına alındığı 2018 yılının başından itibaren benimsenen ve yaygınlaşan bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir.
Arabuluculuk, aralarında uyuşmazlık olan tarafları, konuşmak ve müzakerelerde bulunmak amacıyla bir araya getiren, birbirlerini anlamalarını ve bu suretle “kendi çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak" için aralarındaki iletişimi kolaylaştıran, uzmanlık eğitimi almış, tümüyle bağımsız, tarafsız ve objektif bir konumda bulunan üçüncü kişinin katkısı ya da katılımıyla yürütülen, dava şartı arabuluculuk düzenlemeleri saklı kalmak üzere, gönüllü, bir başka ifadeyle ihtiyari olarak işlerlik kazanan bir uyuşmazlık çözme yöntemidir. Dolayısıyla mahkeme dışı, tarafların özgür iradesine ve gönüllülük esasına dayalı bir süreçtir.
Arabuluculuk yoluyla uyuşmazlık çözme yönteminin temel ilkeleri, “iradi olma”,”eşitlik”, “gizlilik” ve "beyan ve belgelerin kullanılamaması"dır.
Taraflar (dava şartı arabuluculuğa ilişkin HUAK 18/A maddesi hükmü saklı kalmak üzere) arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak veya bu süreçten vazgeçmek konusunda serbesttirler. Bu yüzden arabuluculuğa başvurulmasından sonra da kendi istekleri ile arabuluculuk sürecini sonlandırarak mahkemeye başvurup dava açabilirler.
Ayrıca gerek arabulucuya başvururken gerekse tüm süreç boyunca eşit haklara sahiptirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça arabuluculuk faaliyeti gizli olup görüşmelere katılanlar ve arabulucu bu gizliliğe uymakla yükümlüdür. Gizliliğe uymamanın hukuki ve cezai sorumlulukları vardır. Bu nedenle faaliyet çerçevesindeki beyanlar, sunulan veya elde edilen bilgi ve belgeler gizli tutulur ve uyuşmazlıkla ilgili dava açıldığında bunlar delil olarak kullanılamaz.
Arabulucu, sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getirerek onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini ve aralarında iletişim sürecinin kurulmasını sağlamaya çalışan tarafsız üçüncü kişidir.
Arabulucu olabilmek için mesleğinde en az beş yıllık kıdeme sahip hukuk fakültesi mezunu olmak, ayrıca arabuluculuk eğitimini tamamlamak ve Adalet Bakanlığınca yapılan yazılı sınavda başarılı olmak gerekir.
Taraflar davadan önce veya dava sırasında arabulucuya başvurma konusunda anlaşabilirler. Dava sırasında hakim de tarafları arabuluculuğun esasları, süreci ve hukuki sonuçları hakkında aydınlatarak arabuluculuğa teşvik edecektir. İhtiyari arabuluculukta aksi kararlaştırılmadıkça arabulucuya başvuru teklifine 30 gün içinde olumlu cevap verilmez ise bu teklif reddedilmiş sayılır.
Arabuluculuk ücretini karşılamak için adli yardıma ihtiyaç duyan taraf, arabuluculuk bürosunun bulunduğu yerdeki sulh hukuk hâkiminin kararıyla adli yardımdan yararlanabilir.
Başkaca bir usul kararlaştırılmadıkça arabulucu taraflarca seçilir. Buna göre başka bir usul kararlaştırılmadığında taraflar, Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığı'nın resmi web adresi olan https://adb.adalet.gov.tr adresinde yer alan güncel arabulucular listesinden de yararlanarak arabulucu üzerinde anlaşabilir ve arabulucu seçebilirler.
Arabulucu, sistematik bir biçimde iletişim teknikleri uygulamak suretiyle, taraflar arasında iletişimin kurulmasını kolaylaştırır ve diyalog sürecinin işlerlik kazanmasına ve bunun canlı tutulmasına katkı sağlar. Ayrıca taraflara rahat ve özgür bir müzakere ortamı yaratmak suretiyle, sorumlulukları tümüyle kendilerine ait olmak üzere, kendi çözümlerini kendilerinin bulmasına yardımcı olur.
Arabulucu, uyuşmazlık hakkında bir karar veremez. Dolayısıyla bu süreçte karar veren kişi değildir. Hatta taraflara başlangıçta, herhangi bir çözüm de öneremez. Taraflar uyuşmazlığı kendileri uzlaşarak çözerler. Arabulucu, tarafların aralarındaki asıl uyuşmazlığı ve menfaatlerini tespit ederek bu konularda tartışmalarını ve çözüm bulmalarını sağlamaya çalışır. Arabuluculuk sürecinin işleyişinde ve sonucun elde edilmesinde tümüyle egemen olan taraflardır Burada taraflar kendi çözümlerini kendileri üretirler ve bunu yaparken birbirlerini anlamaya çalışırlar.
Arabulucu, tarafsız olup, tarafların menfaatini eşit olarak gözetir. Hakim, hakem ya da bilirkişi değildir. Tarafların üzerinde anlaşabilecekleri noktaları, ortak paydaları tespit eder ve bu zemin üzerinde anlaşmaya varmalarına yönelik olarak faaliyet gösterir. Bunun dışında taraflara hukuki tavsiyede bulunamaz, çözüm önerisi geliştirip onlara empoze edemez ve bu öneri üzerinde anlaşmaya varmaları için onları zorlayamaz. Sadece, görüşmeler sırasında çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması halinde, menfaat temelli bir çözüm önerisinde bulunabilir.
Arabulucu, haklıyı veya haksızı bulmaya yahut belirlemeye yönelik olarak değil; tarafların her ikisinin de menfaatlerine uygun dengelemeyi öngören bir anlaşma zemininin bulunmasına çaba sarf ederek, uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasını gerçekleştirmeye çalışır.
Arabuluculuk Kanunu (HUAK), yabancılık unsuru taşıyanlar da dahil olmak üzere, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanır. Ancak, aile içi şiddet iddiasını içeren uyuşmazlıklar arabuluculuğa elverişli değildir. (HUAK m. 1/2)
Buna göre “taraflar bir uyuşmazlık ile ilgili olarak kendi özgür iradeleri ile hareket ederek ve mahkemenin kararına gerek olmadan hukuken bir sonuç elde edebiliyorlar ise o konu arabuluculuğa elverişlidir.” Bir başka ifadeyle; kamu düzenini ilgilendirmeyen ve cebri icraya elverişli konularda taraflar arabulucuya gidebilirler. İdarenin taraf olduğu özel hukuk uyuşmazlıkları da, arabuluculuğa elverişlidir. Buna karşılık, ceza yargısının ve idari yargının görev alanına giren uyuşmazlıklar, arabuluculuğa elverişli değildir. Yine tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği ve mutlaka bir hakim kararı gereken nüfus kaydı, boşanma, velayet ve iflas davaları uyuşmazlıkları gibi uyuşmazlıklar da arabuluculuk kapsamında değildir.
Taraflar arasında uyuşmazlık çıktığında, mahkeme veya tahkime başvurulmadan önce arabuluculuğa gidebileceği gibi, mahkemede dava açıldıktan sonra da arabuluculuğa gidilebilir.
Taraflar (dava şartı arabuluculuğa ilişkin HUAK 18/A maddesi hükmü saklı kalmak üzere) arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak veya bu süreçten vazgeçmek konusunda serbesttirler. Bu yüzden arabuluculuğa başvurulmasından sonra da, kendi istekleri ile arabuluculuk sürecini sonlandırarak mahkemeye başvurup dava açabilirler.
Emredici hukuk kurallarına aykırı olmamak kaydıyla taraflar, arabuluculuk usulünü serbestçe kararlaştırabilir. Ancak, arabulucu; sadece hakim tarafından yapılabilecek keşif, bilirkişiye başvurma ve tanık dinleme gibi niteliği gereği yargısal bir yetkinin kullanımı olan işlemleri yapamaz.
Dava açıldıktan sonra, tarafların birlikte arabulucuya başvuracaklarını beyan etmeleri halinde yargılama, mahkemece 3 ayı geçmemek üzere ertelenir. Bu süre, tarafların birlikte başvurusu üzerine 3 ayı geçmemek üzere ertelenir.
Arabuluculuk müzakerelerine, taraflar; bizzat, kanuni temsilcileri veya avukatları aracılığıyla katılabilirler ve arabuluculuk süreci boyunca eşit haklara sahiptirler. Müzakerelerde, idareyi, üst yönetici tarafından belirlenen iki üye ile hukuk birimi amiri veya onun belirleyeceği bir avukat ya da hukuk müşavirinden oluşan 3 kişilik komisyon temsil eder. Komisyon kendisini vekil ile temsil ettiremez. Tarafların açık rızasıyla uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlayabilecek uzman kişiler de görüşmelerde hazır bulundurulabilir. HMK 74 . maddesi uyarınca, avukatların vekaletnamelerinde alternatif çözüm yollarına başvurma veya arabuluculuk görüşmelerine katılma yetkisini içeren özel yetkinin de yer alması gerekir.
İhtiyari arabuluculukta arabuluculuk süreci, dava açılmadan önce arabulucuya başvuru halinde, tarafların ilk toplantıya davet edilmeleri ve taraflarla arabulucu arasında sürecin devam ettirilmesi konusunda anlaşmaya varılıp bu durumun bir tutanakla belgelendirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Dava açılmasından sonra arabulucuya başvuru halinde ise bu süreç, mahkemenin tarafları arabuluculuğa davetinin taraflarca kabul edilmesi veya tarafların arabulucuya başvurma konusunda anlaşmaya vardıklarını duruşma dışında mahkemeye yazılı olarak beyan ettikleri ya da duruşmada bu beyanlarının tutanağa geçirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Arabuluculuk sürecinin başlamasından sona ermesine kadar geçirilen süre, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.
Dava şartı arabuluculuk sürecinde ise ihtiyari arabuluculuk sürecinden farklı olarak, arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez.
Arabuluculuk faaliyeti;
Hallerinde arabuluculuk faaliyeti sona erer.
Arabuluculuk faaliyeti sonunda; tarafların anlaştıkları veya anlaşamadıkları hususlar ile arabuluculuk faaliyetinin nasıl sonuçlandığı bir tutanak ile belgelendirilir. Arabulucu tarafından düzenlenen bu belge, arabulucu, taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanır. Bu tutanağa, faaliyetin sonuçlanması dışında hangi hususların yazılacağına taraflar karar verir. Arabulucu, düzenlenen bu son tutanağın bir örneğini, bir ay içinde Genel Müdürlüğe göndermek ve arabuluculuk belgelerini beş yıl süre ile saklamak zorundadır.
Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşma sağlanırsa, anlaşmanın kapsamı ve şekli taraflarca serbestçe kararlaştırılabilir ve anlaşma belgesinin düzenlenmesi halinde bu belge taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır. Anlaşılan hususlar tarafları bağlar ve bu hususlar hakkında dava açılamaz.
Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşma sağlanırsa, anlaşmanın kapsamı ve şekli taraflarca serbestçe kararlaştırılabilir ve anlaşma belgesinin düzenlenmesi halinde bu belge taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır. Anlaşılan hususlar tarafları bağlar ve bu hususlar hakkında dava açılamaz.
Taraflar arabuluculuk sürecinin sonunda bir anlaşmaya varırlarsa, bu anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesini, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuşsa, arabulucunun görev yaptığı yer Sulh Hukuk Mahkemesinden, davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa başvurulması durumunda ise, davanın görüldüğü mahkemeden talep edebilirler. Bu şerhi içeren anlaşma, ilam niteliğinde belge sayılır. Taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesi ise, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılır.
İcra edilebilirlik şerhinin verilmesi, niteliği itibariyle bir çekişmesiz yargı işi olduğundan buna ilişkin inceleme dosya üzerinden yapılır. Ancak, uyuşmazlık konusu aile hukukuna ilişkin ise inceleme duruşmalı olarak yapılacaktır. Mahkemenin incelemesinin kapsamı; anlaşmanın ve içeriğinin, arabuluculuğa ve cebri icraya elverişli olup olmadığı hususlarıyla sınırlıdır.
Taraflar aksini kararlaştırmadıkça, arabuluculuk ücreti ve masrafları, taraflarca eşit olarak ödenir. Dava şartı arabuluculukta, 2 (iki) saate kadar görüşme sonucunda anlaşamama halinde arabuluculuk ücreti, ileride haksız çıkacak taraftan tahsil edilmek üzere Adalet Bakanlığınca karşılanır.
Arabuluculuk sürecinde taraflar, mahkemeye açılan davadan farklı olarak herhangi bir harç yatırmak zorunda olmayıp tebligat, tanık, keşif ve bilirkişi incelemesi gibi masraf ve giderleri de ödemezler. Sadece, faaliyetin süresine göre Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine uyarınca arabulucuya ve varsa sürece katılacak avukatlarına ücret ödeyeceklerdir.
Arabuluculuk süreci; gizli, güvenilir, psikolojik ve sosyolojik riskleri az, kısa süreli ve az masraflıdır. Esnek olup, tarafların benimsediği yöntem ve çözüm tarzı esas alınır. Dava açılması halinde yapılması zorunlu olan harç, posta, tanık, keşif ve bilirkişi incelemesi vb. yargılama giderleri ile yargılama sürecine ayrılması gereken zamandan tasarruf edilir. Süreç ve sonucu, tarafların kontrolünde olup mevcut hukuki durum yerine tarafların menfaatinin korunması gözetilir. Anlaşma halinde düzenlenecek anlaşma belgesi, ilam niteliğinde bir belgedir ve uyuşmazlık dava açılmamak üzere sonuçlandırılır. Sonucunda her iki taraf ta kazanır, sosyal ve ekonomik ilişkileri gelişerek devam eder.
Diğer yönden, anlaşma halinde;
Taraflara zaman kazandırır, masraflarını azaltır, iyi ilişkilerini devam ettirir, resmiyetten uzak sohbet ortamında sorunlarının çözülmesini, uyuşmazlıklarının gizli kalmasını, son karar kendilerinde olduğundan menfaatlerini belirlemelerini ve ileriye yönelik daha erken planlama yapabilmeleri olanağını sağlar.
Konuşmak, Kavga Etmekten Her Zaman İyidir. "Ayrıca bilmeliyiz ve unutmamalıyız ki, En kötü sulh, en iyi çekişmeli yargılama sonucundan iyidir.”